
TEK KAPILI BİR ODA DA GÖRÜNÜRDE İKİ TANE PENCERE
Aslında iyilik ve kötülük:
Bir odada ki pencereler gibidir...
Hepsi farklı yerlere açılır ,farklı derecelerden ışıklar alır.Farklıdırlar ama görünürde aynı gibi gözükürler.Kimi zaman da yaptığımız iyilikler görmezden gelinir,umursanmaz.Sanki rutin bir hareketmiş gibi bazı (büyük-küçük) iyilikler takdir en azından bir teşşekür bile almaz.Çünkü insan iyi insanın her zaman iyiylik yapacağını sanar.Tabiki de huylu huyundan vaz geçmez derler...
Ama bence en küçük iyilik bile bir teşşekürle süsülenmelidir.Kötülükten ayırdedilebilmesi için.Ama o iki pencerenin tek farkı konumları mı?
Mutlaka bazı hanımlar gelen ışığa uygun eşyalar koyarlar...Eee bayanlar böyledir. J
Onlarıda insanların iyilikleri ve süsüledikleri güzellikler gibi düşünelim...
Mutlaka iki pencere aynı ışığı almıyordur.İkisi de mutlaka farklıdır.Yapıları olsun,konumları olsun,içindeki maddeler.(şimdi, onları makine koyuyor ikisi de aynıdır diyeceksiniz.Ama makine 1 m.m bile hata yapar mutlaka.Dünayadaki hiç bir şey aynı değildir)
Aslında bir söz vardır ‘yüz verince astar ister’ diye yanlız biz onu yapmamalıyız.Işığı daha fazla alan pencere ‘’iyiyilik penceresi’’ daha az alana ‘’kötülük penceresi’’ diyelim.
Işınlarda bizler olalım.Biz iyilik penceresinden sürekli medet umup o ahşap pırıl pırıl pencereyi rengini,iyiliklerini soldururuz.Yani her şeyin bir sınırı var.Mutlaka kötülük penceresine hiç dokunmayız (eğer dert almak istemiyorsak)Kötülük pencereside az ışınlı, karamsar ve tabi dinç kalır ve kendini belli eder.
İyilik ve kötülüğü ayıran en büyük farkaklardan biri BİZİZ...
|